RUANDA-BIRLEŞIK KRALLIK ANLAŞMASI: TARTIŞMALI BIR ANLAŞMA

5 Aralık 2023'te Birleşik Krallık ve Ruanda yeni bir göç işbirliği anlaşması imzaladı. İnsan hakları örgütleri ve Birleşik Krallık'taki siyasi muhalefet tarafından geniş çapta eleştirilen anlaşmada, Birleşik Krallık'ın ülkeye düzensiz olarak gelen tüm sığınmacıları Ruanda'ya göndereceği belirtiliyor.

Anlaşma, son yıllarda artan göçmenlerin İngiltere'ye gelişini azaltmayı amaçlıyor. İngiliz hükümeti, Ruanda'nın güvenli bir ülke olduğunu ve sığınmacıların sığınma talebinde bulunmaları için uygun bir ortam sağladığını savunuyor.

Ancak insan hakları örgütleri, anlaşmanın yasa dışı olduğunu ve sığınmacıların insan haklarını ihlal ettiğini kınadı. Ruanda'nın güvenli bir ülke olmadığını ve sığınmacıların işkenceye veya diğer suiistimallere maruz kalabileceklerini savunuyorlar.

İngiltere'deki siyasi muhalefet de anlaşmayı eleştirdi. Muhalifler bunun acımasız ve etkisiz bir politika olduğunu ve yalnızca sığınmacıların acılarını artıracağını öne sürüyor.

Anlaşmanın içeriği

Ruanda-Birleşik Krallık anlaşması, gelişmiş ülke hükümetlerinin göç politikalarını dışsallaştırmaya yönelik küresel eğiliminin bir parçasıdır. Son yıllarda Avustralya, Amerika Birleşik Devletleri ve Danimarka gibi birçok ülke üçüncü ülkelerle, sınırlarına düzensiz bir şekilde gelen sığınmacıların bu ülkelere gönderilmesine ilişkin anlaşmalar imzalamıştır.

Bu eğilim, sığınmacıların insan haklarını ihlal ettiğini ileri süren insan hakları örgütleri tarafından eleştirildi. Sığınmacıların her ülkede sığınma hakkı olduğunu, istismara maruz kalabilecekleri ülkelere sınır dışı edilmemeleri gerektiğini savunuyorlar.

Anlaşmayı çevreleyen tartışmalar

Ruanda-İngiltere anlaşması, insan hakları örgütleri ve Birleşik Krallık'taki siyasi muhalefet tarafından geniş çapta eleştirildi. Eleştiriler şu noktalara odaklanıyor:

Yasallık: İnsan hakları örgütleri, anlaşmanın yasa dışı olduğunu ve sığınmacıların insan haklarını ihlal ettiğini ileri sürüyor. Sığınmacıların istismara maruz kalabilecekleri ülkelere sınır dışı edilmesinin, Mültecilerin Statüsüne İlişkin 1951 Cenevre Sözleşmesi'nin ihlali olduğunu ileri sürüyorlar.
Güvenlik: İnsan hakları örgütleri de Ruanda'nın sığınmacılar için güvenli bir ülke olmadığını savunuyor. Ruanda'nın insan hakları ihlalleriyle dolu bir geçmişe sahip olduğunu ve sığınmacıların işkenceye veya diğer suiistimallere maruz kalabileceğini savunuyorlar.
Caydırıcı etki: Anlaşmanın karşıtları, bunun insanları düzensiz göçten caydıracak etkili bir önlem olmadığını savunuyor. Ruanda'ya sınır dışı edilebileceklerini bilseler bile sığınmacıların Birleşik Krallık'a gelmeye devam edeceklerini savunuyorlar.

Anlaşmanın olası sonuçları

Ruanda-Birleşik Krallık anlaşması aşağıdaki sonuçlara yol açabilir:

Birleşik Krallık ile insan hakları kuruluşları arasında artan gerilim: Anlaşma, bunu insan hakları ihlali olarak değerlendiren Birleşik Krallık ile insan hakları kuruluşları arasında büyük gerilim yarattı. Bu gerilimin önümüzdeki aylarda ve yıllarda da devam etmesi muhtemel.
Ruanda üzerinde artan baskı: Anlaşma, ülkeye gelen sığınmacıların güvenliğini sağlamak için Ruanda üzerinde baskı oluşturabilir. Ruanda'nın insan hakları sicilini iyileştirmek için adımlar atması gerekebilir.
Düzensiz göçte artış: Anlaşmanın karşıtları, sığınmacıların Ruanda'ya sınır dışı edilmekten kaçınmak için Birleşik Krallık'a yasa dışı yollardan ulaşmaya çalışabilecekleri için anlaşmanın düzensiz göçü artırabileceğini savunuyor.< /span>

Sonuçta Ruanda-İngiltere anlaşması, Avrupa'ya göç üzerinde önemli bir etkiye sahip olabilecek tartışmalı bir anlaşmadır. Anlaşmanın önümüzdeki aylarda ve yıllarda tartışma yaratmaya devam etmesi muhtemel.